Archive for November, 2010

>tereddütle…

Posted: November 29, 2010 in Uncategorized

>

>tereddüt

Posted: November 29, 2010 in Uncategorized

>“hayat, bir ünlemle bir soru arasındaki tereddüttür. şüphenin içinde bir son nokta vardır.” pessoa


attığın her adımın sorgulanması ile zihnin ile kalbin, vicdanın ile aklın arasında gelip gidiyorsun. şizofrenik bu ruhu nereye koysan, bardağın dolu tarafını dökerek bardağın boşunu ilan eder cümle aleme. oysa dökülenler dünyadır, dökülenler her şeydir.

şüphelendikçe hem kendini haklı hem başkasını haklı buluyor sonra hepsini çöpe atıyorsun. çünkü adalet, bozulanı düzeltmekten ziyade, bozmamaktır olanı. doğruluğu, dürüstlüğü. bozduğun ve bozan her ne ise bulantı yapıyor sende. az yemek en iyisi, kusamıyorsan.

her pazar, yeniden ve yeniden sıkılmaktan bıkmıyorsun. sıkılmak böyle bir şey; en güzel şeyi düşlerken bile sıkılıyorsun kimi zaman.

sokak sokak dolaşmak hem bedene hem ruha iyi geliyor. ayrı ayrı neden yazmak zorundayım ki? ne zaman ayrıldılar? peki ya sokaklar? kavşakta mı birleşirler yoksa aslında ayrılıyorlar mı? ve biz neresindeyiz?

yazmaya çalıştıkça okumak, okumaya çalıştıkça yazmak geliyor içimden. birini bıraksam, sigarayı bırakmış gibi huzursuz oluyorum.

susmaya dair öğrendiklerim, konuşmaya yetmiyor. günler geçti ben hala susuyorum. oysa bir iki cümleye bakıyor akmak yeni bir zamana. niye bu kadar şiddetleniyor ki inadım? aşk, inat mı demek yoksa?

bir tren garı yanınca, günlüğümü bulup yakan birine olan öfkem gibi oldum. okumaktan ziyade yakmakla ilgilenenlere olan öfke bu. siz yaktınız, olmayacak. biz yeniden yazarız, yaparız…

çok sayıda düşledim, çok sayıda özledim, çok sayıda unuttum ama az sayıda gitmedeyim. kaldım. bekliyorum. tereddütle.

>

>şelale

Posted: November 19, 2010 in Uncategorized

>“sana böyle akmaktan çok korktuğum içindi. şelalenin sinirini bozdum az önce. ordan geliyorum.” birhan keskin


sabah erken kalkıyor,
gece geç yatıyorum. bir hayal bile olamıyor suretin.
kar’dım şu birikmiş su üstünde
parmaklarıma dokundu akışın, aktım.
ama kıyamadım dibindeki toprağa
can’dı, balık için belki şu sevmediğim yosun için.
direndim şelale’ne.
kar’dım. buz oldum.



>Film socialisme

Posted: November 7, 2010 in Uncategorized

>


özgürlük-kardeşlik-eşitlik ve renkler ve kelimeler…

peki ya kitapların içine gerçekliği koymak istersek?
peki ya gerçekliğin içine gerçekliği koymak istersek?

>olric

Posted: November 7, 2010 in Uncategorized

>t- onlar, yani evdekiler, evden çıkıp yanına gittiklerim, sonra yine başkasına gittiklerim, ne düşündüğümü anlıyorlar mı? birer birer onlardan soğuduğumu, derinleşemediğim her tür ilişkinin cesedine, unutulanlar mezarında üzerlerine toprak attığımı? yoksa biliyorlar da görmezden mi geliyorlar olric?

o- hayır efendim, bilmiyorlar. bilmeyi düşünmüyorlar bile. mesela baban senin ne kadar çalışkan olduğunla övünüyor ve sessizliğini çalışmak olarak yorumluyor. annen, hüznünü ve yorgunluğunu anlıyor ve dert edindiğin şeyleri bambaşka şeyler sanıyor. hergün “naber” dediğin, iyiyiyim diye cevapverenlerise zaten suyun üzerinde yüzmeyisevengillerden.

t- peki ben gerçekten yalnız mıyım olric?

o- gerçekten yalnızsınız efendim.