Archive for October, 2011

denge

Posted: October 25, 2011 in Uncategorized

Cioran bizi mi tarif etti?

“Bütün sevinçlerinin bedelini ödeyen, bütün zevklerinin kefaretini çeken, bütün unuttuklarının hesabını vermek zorunda olan kimseler vardır: Tek bir mutluluk anı için bile borçlu kalmayacaklardır. Bir haz titreyişi binbir buruklukla taçlanıvermiştir onlar için; sanki kabul gören yumuşaklıklara onların hiç hakkı yokmuş gibi; sanki feragetleri, dünyanın hayvani dengesini tehlikeye sokuyormuş gibi…Bir manzaranın ortasında mutlu mu oldular? Elikulağında kederler içinde buna pişman olacaklardır. Tasarılarının ve düşlerinin içinde kibir mi duydular? Aşırı pozitif ıstıraplarla hizaya getirilerek, sanki bir ütopyadan uyanır gibi, çabucak kendilerine geleceklerdir.”

Advertisement

bugün orada da cumartesi mi?

Posted: October 22, 2011 in Uncategorized

sevgili blog dostlarım,

uzun zaman oldu ihmal edeli sizleri… inanın ki ihmal kelimesi aklıma gelse yazıverecektim bir şeyler ama yenice aklıma düşürüldü..

aldım klavyemi önüme ve önce biraz hareketlendirdim blogu. değişim her zaman iyidir dostlarım.

duranı kimse sevmez, acı da birikir üzerine hem. bu fikirde sabitiz.

şimdi önce bir itirafla başlayayım; sevgili blog arkadaşlarım ben bu blogu aldattım! feysbukla, twitter ile efendime söyleyeyim ekşi sözlükle derken.. hepsini birbirine bağlayanlar var ama ben sevemedim bağlama olayını. çok karakterli değilim, hepsi benim ama ne bileyim… herkesle konuşulacak, herkese okunacak ve paylaşılacak şey farklıdır sanki.. öyle midir?

bilirsiniz yazmadan duramam ama artık yazarak da duramıyorum. yavaştan gezinmeye, sınırları aşmaya başladım.

yumuşak bir geçişle kiril alfebesinin taaa göbeğine gittim. ohrid! kirilin çıktığı yere. yabancılığımı en dipten ve canı gönülden hissettim. içime çeke çeke…

ayrı bir gezi yazısı hak etmekle birlikte, benim için önemli bir kırılma noktası oldu bu gezi. galiba kemale giden yolda bir tık attım. darısı diğer tık’lara..

bugün burada cumartesi dostlarım.. sıkıcı pazar günü için saatleri sayıyorum. galiba gitmek için de geri sayıma başladım.

peki ya sen de beni benim kadar özledin mi?