“Sabret, ofken cicek acacak bir gun” vus’at o. bener
* her nesnenin bir bitimi var diyorsa şair iyi olmak dışında çaremiz mi var?
*çok yakın olmamakla çok uzak olmak arasında fark yoktur bazen. geçen zaman değil mesafelerdir dediği gibi cemal süreya’nın
*Bi yikanmak istemeyen cocuk yalnizliği coktu ustume.
*kendime ‘gececek’ siiri yazdim. Basim sikisinca okuyorum artik. Bazen de dostlarim okusun istiyorum.
*Oyle dostca oturup konusmayali saniyeler olmustu ben omrumun yarisi sanmistim.
*Bir agri dinmedikce sizlanirsin. Ve agrilar en cok geceleri yakalar. Sessizligi sever cunku. Agrimasin diye durmadan konusan cocuklar gibiyim.
*Oyle ufak seylere kirilip dokuluyoruz ki bir metafor olarak bile insanlik butunluk arz etmiyor. Sonra emrah serbesi aniyorum. Yeterince duygusaliz goz yasarticiya gerek yok.
*çayı şekersiz içiyorum ama bir başka balkondan gelen çay kaşığı sesi şekerle olan ilişkimi sorgulatıyor.
*yaşardık, gelmese de olurdu. bira mı kahve mi sorusu anlamsız. ikisi de bir gidişin baş öykücüsü.
*gün doğmadan bir güneş doğardı akşamdan kalan sohbet ile. sesler yüzlere karışır rüyadan çıkamazdı. uyanmasak da olurdu.
*hayat dolu bir “nasılsın” ve demlikte çay’dan başka ne vardı kaybedecek. masada boş bardak da kırıldı. unuttum adını yazmayı bir yere. belki bir gün hatırlatır bir şarkı.
*bu sene anladım ki gerçekten dostluk hem çok zor hem de çok kıymetli. bunca dayanışma mesajının arkasında “korkma la dostuz biz” de yok mu yani?
*insan hayatını en fazla 5 kişiye anlatabilir bana kalırsa. mesela çocukluktan kalma yara izinin hikayesini ve bu 5 kişi sana durup dururken tokat bile atabilir, öfkelenmezsin. çünkü yaşam sonludur ama anılar sonsuzdur. sen o beş kişiyle ölürsün ya da yaşarsın. cenazende gerçekten onlar seni “iyi bilir”. geri kalanı takiyecidir.
*ne zormuş ya iyiniyet izahı. kötü olsak kolay. he deriz biter.
*Belli ki bizden once iyi icmis birileri. Hesap yuklu. Ode ode bitmiyor.
0