>”bana söylemeyi değil, yazmayı öğretti hayat. söylenemiyorum bile sana….”
bazen öyle oluyor ki; yanı başımda her şey, ağzımdan çıkacak bir kelimeye bağlı. “evet” desem bile yeterli. Ama nafile, çıkmıyor. İçime yapışıyor sanki içimden geçenler. Bir su birikintisi gibi, atılan taşa zıplıyorum; bir-ikiii ve üç…. Ama bitti, gerisi sekmiyor.
gerisi gelmiyor cancağzım…
sabahları yola çıksam, kapının önünden geçsem mesela : “güzel kelimelerim vaaar, kelimeciii” diye bağırsam. sen pencereye çıksan, “söyle, dinliyorum” desen…
ben, kıyıya, oraya buraya yazdığım cümlelerden sana versem. yüzün gülse, yüzüm gülse….
sonra bir eylül akşamı….
eylül akşamı işte, beraber kelimeleri hecelesek…
“y a n ı n d a y ı m”