>Nasıl tanımlamaya çalışırsan öyle oluyor, ruhuna kalıyor iyilik dediğin. Şeyleri, durumları, duyguları, tavırları “iyi” olarak etiketliyorsun mesela. Artık o, her ne ise senin için iyidir. Mekansal ve zamansal değişen iyi olmamalıdır. Demek istediğim şu ki; iyilik mutlaktır, görecelilik dediğimiz şey, relativizm, poztmodernizmin bir kıvırmasıdır. Yöntem olarak tümdengelim ile iyi etiketli her şeyin iyiye varacağını söylemek de hatalı olabilir, çeşitli dışsallıklar iyinin seyrini ya da yansıyışını değiştirebilir.
Ben bu “iyi” meselesine neden taktım bilmiyorum ama zamansal görecelilik oldukça canımı sıkıyor. Zihin dünyanda, ya da duygusal aleminde güzel, iyi olarak ceyran eden şey neden zamanla değişir? Elbette ki çokca yanıtı verilmiştir bunun, esasen yanıt da aramıyorum. Sadece canımı sıkıyor ve paylaşıyorum…İki ay önceki ben ile şimdiki ben hala bensem (iyi ya da kötü, güzel ya da çirkin, aptal ya da zeki) karşıdakine yansıyışımı ne değiştiriyor.
Biliyorum, kendimi başkasıyla tanımamda yöntemsel bir sorun olabilir ama insan sadece kendisine bakmamalı, illa hata aramak da değil mesele, ne peki bilmiyorum?
Aklın hakimiyetinden, rasyonaliteden bazen öylesine korrkuyorum ki, çoğuz zaman bu postmodernizmin göreceleliğinden bile tehlikeli geliyor bana. Zihnimizde yarattığımız panaptikonlara hapsolmuşuz gibi. Fikrin ve zikrin seyrine devam, mahkumiyete devam..
“kim o deme boşuna benim ben,/ öyle bir ben ki baştanbaşa sen”